1945, Bozcaada doğumlu. Adanın balıkçılık ve süngercilikle anılan ailelerinden gelmektedir. Uzun süre denizlerde olsa da evlendikten sonra eşinden ötürü bağlarla da ilgilendi.
“Turizm, bağcılığı bitirdi. Turizm geldi. Para çok. Herkes turizme döndü. Bağcılığı bıraktı. Eğer Tekel fabrikası satılmamış olsaydı, bu patronlar da düzgün çalışmış olsaydı bu bağlar bitmezdi. Köklenmezdi yani. Ama çalış çalış, karşılığında bir şey almayınca nefret ediyorsun. Heves kırılıyor. Yani yapıyorsun bağı, diyorsun ki bu bağdan alacağım 5-10 bin lira. Bir kesiyorsun bakıyorsun hiçbir şey kazanmıyorsun. Çünkü para vermiyorlardı. Elli kuruş, 1 lira. Senelerce böyle gitti. 1 lira, 1 lira, 1 lira! Hâlâ daha böyle. Bak paramız nereye gitti? Hâlâ üzüm 6 lira. 6 liraya ne alıyorsun? Onun için millet bıraktı.
* * *
Bağ güzelse, bakımlıysa her yerde üzüm yapardı. Yeter ki bağa bakacaksın ama gittin bir kere sürdün, bıraktın, bir kere kükürt attın, bıraktın, öyle bağcılık olmaz. 2 kere, 3 kere kükürt atacaksın ki hastalık olmasın.
* * *
Ben burada doğdum, burada büyüdüm. Adamı seviyorum, sayıyorum, fakat çok yanlış yaptık. Çok yanlış yaptık, bu bağları bırakmayacaktık. Ya… 80 sene burada yaşadık… Heh… Acımaz mısın kendi memleketini bu halde görürsen? Diyecek bir şey yok, oldu bir kere.”