1995 yılından bu yana Çanakkale’de yaşıyor. Emekli tıp doktoru. Yaklaşık 10 yıl önce adadan aldıkları bağ ile bağcılığa merakı başladı. Birkaç senedir sofralık ve şaraplık üzüm yetiştiriyor.
“2011 yılında adadan dört dönümlük bir bağ aldık. Bağ nedir, bağcılık nasıl yapılır hiç bilmiyorduk. Birkaç yıl olduğu gibi idame ettirdik, bakımını yaptık yer bağının. Yaşlı olduğu için gelecekte de emekli olunca sıfırdan bir bağ yapalım düşüncesiyle maalesef biraz kıydık ve bağı kökledik. Yani anılarıyla beraber 50 yıllık, 60 yıllık kökleri, kütükleri kökledik. Sıfırdan bir bağ yapma işine girdik. Anaç üzerinden yaptık.
Farklı bağ tesis etme usulleri var. O zaman hiç ticari düşünmüyorduk bu işi. Bağ nedir, bağdan ne gelir elde edilir, dört dönüm bağ işlerinin altından kalkar mıyız bunları hiç bilmeden. Biz vaktimiz de olduğu için köklediğimiz bağın, yani dört dönüm toprağın tamamına yakınını anaç delice köklerle ilişkilendirdik. 5-6 yıl onları bekledik. Daha sonra da bir dönüme yakın bir bölümünü goble diktik. Hem peyzaj olarak da güzel, hem de adanın klasik bağcılık usulü o. Bir metreye bir metre arayla daha çok sofralık üzümlerden, yani adanın yerli iki çeşit kırmızı üzümü, Kuntra ve Karalahna ile Vasilaki ve Çavuş olmak üzere, yanına da Alfons koyduk biraz, biraz Kardinal koyduk. Sofralık üzümlerden yer bağı yaptık. Ama üç dönümünü de şaraplık, Cabernet ve Merlot üzümlerinden yüksek sistem direkli bir bağ tesis ettik.”