1949, Bayramiç doğumlu. Bağlarda çalışmak üzere 1962 yılında adaya gelmiş. Daha sonra ailesini kurmuş ve köklerini adaya salmaya başlamış. Birkaç sene öncesine dek bağlarda hâlâ çalışıyordu. Topraktan emekli olunmasa da şimdi kendi bahçesinde yetiştirdiği sebzeler haricinde bağlarla ilgilenmiyor.
“Adaya gelirken yiyecek, içeceği köyden getiriyorduk. Tarhana, bulgur, mesela fasulye. İşte böyle şeyleri köyden getiriyorduk. Birer battaniye, yorgan, çul da vardı. Onu da mesela altımıza yayardık. Burada Rumlar yatacak yer veriyordu. Yani o adama çalışacak oldun mu sana yatacak yer gösteriyordu. O zaman köyden Türkmen’in altına kadar yayan gelirdik. Bazen eşeklerle indirirlerdi. Mesela malzemeleri sarardık. Türkmen’in altından dolmuşla gelirdik. Dolmuşla Ezine’ye kadar gelirdik. Ezine’den de yine tekrar dolmuşa biner, iskeleye gelirdik. O zaman Yakar Kaptan vardı, Kazım Kaptan vardı, Osman Kaptan vardı. Bunlar vardı yani. Ama sıra hangisi ise ona binerdik. Ekseriyetle Yakar’a binerdik. Yakar tecrübeliydi. Öbürküler sallardı, bazı alırdı, bazı almazdı.
* * *
İlk zamanlar böyle değildi. Üzüm para ediyordu. Normal yani, senin de yevmiyeni veriyordu adam. Üzüm para etmeyince adam veremiyor. Derken böyle böyle bitti. Ondan sonra Bayramiç’e baraj oldu. Bayramiç’in işçileri gelmedi. O zamanlar da 60’ta 70’te mesela burada yabancı yoktu. Zaten olduğu gibi Rum ve Türk Mahallesi vardı. Öyle yabancı bir kişi bulunmazdı yani.
* * *
Şimdi işte 5-10 koyun var, onlara bakıyorum. Eh ondan sonra bahçeye. Burada bahçe yapıyoruz. Yaşımızı da aldık tabii. Fazla zorlamıyoruz. Böyle geçiriyoruz vaktimizi…”