1991, Bozcaada doğumlu. İlk ve ortaokulu Bozcaada’da, liseyi de Gazi Lisesi’nde
okudu. Daha sonra Lapseki Meslek Yüksekokulu’nda Organik Tarım eğitimi aldı.
“Bu kadar yevmiye varken bir de insan bulamıyorsun, düşün yani. Ne bileyim vallahi nereye gider böyle? Bitmeye mahkûm gibi duruyor yani bu iş artık. Son şeylerini yaşıyor yani… Nasıl bir balık tutarsın da iskelenin üstünde böyle çırpınmaya başlar ya, adanın bağcılığı da aynı. Denizden çıkmış balığın çırpınması gibi bir şey yani. Turizm geldi. İnsanlar ne yapsın? Bakıyor, bağcılık her sene para etmiyor. E ne yapacak adam? Sattı bağını. Gitti ada içinde yeri varsa pansiyona çevirdi. O şekilde hayatımı devam ettiririm, diye uğraşıyor. Öteki türlü çoluğu çocuğu var adamın, ona bakamıyor bağcılıktan, ne yapsın adam? Mecburiyetten gidip turizmle uğraşmayı seçti yani. O yüzden bağcılığın bitmesinin sebeplerinin başlıcası yani. İyi veya kötü ne derseniz deyin ama turizmden kaynaklandı ilk başta.
Bir de alttan gelen, nesli olmayan şey ölüme mâhkumdur. Alttan gelen bir nesil yok.
En son kalan ben ve benim gibi birkaç arkadaşımdan öteye geçmez bu iş. Yaşıtlarımın çoğu, mesela arkadaşlarımdan, otel, pansiyon işletenler var. Ama ben ne bileyim karakterim midir ‘buyurun efendim, aman efendim’ yapamam. Zor iş mi, zor iş olsun abi, ben giderim, bağda çalışırım. Bağ bana ne isterse onu veriyorum. Bağlara biz, ‘buyurun efendim’ falan diyoruz. Bu işi ben daha çok seviyorum, sevmeden de bu işi asla yapamazsın. Şimdi millet gölgede otururken sen burada güneşin alnında… Biz de onu seviyoruz işte.”