
1948, Bozcaada doğumlu. Geçmişte 7 yıl Bozcaada Tarımsal Kooperatif Başkanlığı ve ayrıca hayvancılık da yaptı. Hâlihazırda 50-60 dönüm bağ işlemeye devam ediyor.
“Goble cinsi dediğin zaman en fazla 5-6 kilo üzüm yapar. 5-6 kilo üstü zaten kalite yapmaz. O zaman şaraplığa döndüğü zaman o bir kâr getirmez.
* * *
Zamanla deniz kıyılarına, Çeşme’ye, Bozcaada’ya hareketlilik başlayınca İstanbul’da üzüm satılmamaya başladı. Ve bazı, çeşitlere döndük tabi o zaman. İşçi bulamamaya başladık. Buraya Bayramiç’ten çok işçi gelirdi. Bayramiç’e baraj yapıldı. Orası meyveliğe, sebzeliğe döndü. Oradan işçi gelmemeye başladı. Ve tabi çare aramaya başladık. Ben kendim Çavuş’tan hariç, tel üstüne yeni nesil üzüm yapmaya niyetlendim ve yaptım. Ve başarıya da ulaştım.
* * *
Önce buraya bir Tekel açıldı, şaraphane. Şaraphanenin özelleşmesi buranın büyük bir kaybı oldu. 3-4 tane şarapçının elinde kaldı. Ne fiyat verirlerse o oldu. Bundan sonra bazı cinslerin değiştirilmesi icap etti. Doluca girdi bu arada devreye. Sevilen girdi. İşte ne bileyim daha var birkaç firma girdiler. Yani hem maliyetin artması hem güzel bir fiyat verilmemesiydi. Doluca gelesiye kadar zaten burası Cabernet’yi bilmiyordu. Ama 35-40 senedir. 35 sene falan oldu herhalde. Ben de hemen Doluca’ya döndüm. Cabernet’ye, Merlot’ya döndüm. Ki yani niyetim zengin olmak değil ama emeğimin aşağı yukarı karşılığını almaya başladım. Şimdi hâlâ öyle sürdürüyorum.”