1959, Çanakkale doğumlu. Ailesi 1455’de adaya yerleşmiş. İlkokulu adada okuduktan sonra, eğitiminin geri kalanı için İstanbul’a yatılı gitti. Yıllarca gazetecilik yaptıktan sonra emekliliği sonrası memleketine geri döndü.
“Çavuş çok narin bir üzüm. Çok çabuk bozuluyor. Hemen tüketilmesi gerekiyor. Aslında çabuk sevk etmek gerekiyor. Ve çabuk pazara sürülmesi ve tüketilmesi gerekiyor. Burada 1975 yılında kurulan Bozcaada Tarımsal Kalkınma Kooperatifi var. Zamanında bu Çavuş üzümünün sevkiyatı, pazarlaması falan onların sağladığı imkânlarla İstanbul’a gönderiliyordu. 2019 yılında kooperatifin başkan yardımcısıydım. Sabri Güler de başkandı. Sonraki iki yıl da kooperatifin başkanlığını yaptım. Çavuş üzümünün coğrafi işaret almasıyla o dönem ilgilenmiştim.
Proje yapalım diyorum. Yıllardır Kumkuyu’nun ilerisinde irtifak hakkını da aldığımız bir yer var. Onun her türlü avam projesi hazır. Fakat Karayolları’na takılmış. Bizi Çanakkale’ye çağırdı Çanakkale İl Tarım Müdürü. Oranın yerel basınına konuştuk. İl Tarım Müdürü bana açık açık söyledi. İbrahim sen ne istiyorsan ben sana Ankara’dan bunun desteğini bulacağım, diye.
Artık para kazanılabilmesi için uç ürün çıkartman gerekiyor. Çavuş üzümüyle olmuyor. Üzümle yapılacak bir sürü şey var. Katma değer yaratacak ürünler üretmen gerekiyor. Yapılabiliyor yani. Öyle bir tesis olacaktı. Ne derler mesela pekmez yapılacaktı. Üzümden belki üzüm çekirdeği bugün çok kıymetli onun yağı. O yapılabilecekti. Bir sürü şey yapılabilirdi. Kuru üzüm yapılacaktı mesela. Bu marka yaratman gerekiyor. Coğrafi işareti alındı, tamam. Coğrafi işareti alman hiçbir şeye yaramıyor. Sen marka yaratırsan o uç ürünleri de yaparsan, onlara coğrafi işareti de koyarsan sen kat ve kat kazanırsın.”